Vişne Bahçesi'nin Yazılma Serüveni
"Çehov ve Moskova Sanat Tiyatrosu" kitabından alınmıştır. (Çev: Şebnem Bahadır/ Mitos Boyut Yay.)
O.L. KNIPPER’e
YALTA, 22.04.1901
(...) Zaman zaman Sanat Tiyatrosu için dört perdelik bir taşlamalı güldürü ya da komedya yazmak için çok güçlü bir istek kabarıyor içimde. (Burasının, yazacağı Vişne Bahçesi oyunundan ilk kez söz ettiği yer olup olmadığı bilinmiyor; ancak Çehov'un Vişne Bahçesi'nin daha doğrusu yazmakta olduğu "yeni oyun"un bir komedya olacağını söylediği biliniyor. Çehov Vişne Bahçesi'ni ancak 1902 sonbaharında kaleme almaya başlamıştır.) Önüme bir engel çıkmazsa bunu yapacağım da; ama oyunu tiyatroya 1903 sonundan önce vermeyeceğim.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 24.12.1902
Dün Nemiroviç’e mektup yazdım. Şu anda düşündüklerime göre Vişne Bahçe’m üç perdeden oluşacak, ancak bu konuda son kararımı vermiş değilim. Yine sağlığıma kavuştuktan sonra bir kez daha düşüneceğim bunu; şu anda hiçbir şeyle ilgilenecek durumda değilim.
A.P. Çehov
K.S. STANISLAVSKI’ye YALTA, 5.2.1903
(...) Ama yine de, 20 Şubat’tan sonra oyunun başına geçip 29 Mart’a kadar yazma işini tamamlamış olacağımı düşünüyorum. Kafamda her şey hazır zaten. Oyunun adı Vişne Bahçesi, dört perdesi var, ilk perdede dışarı bakıldığında çiçek açmış kiraz ağaçları görülür, baştan aşağı bembeyaz bir bahçe. Bayanlar da beyaz elbiseler içindeler. Sonra Vişnevski de sık sık güçlü kahkahalar atacak – ve tabi kimse neden güldüğünü anlamayacak. (...)
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 4.3.1903
Oyunuma gelince, unuttun galiba, ben daha ne zamanda söylemiştim herkese, ancak Şubat sonu, ya da Mart başında oyunu yazmaya koyulacağımı. Bunun tembelliğimle hiçbir ilgisi yok. Kendimi o kadar da zorlayamam doğrusu; elimde olsa bir değil, yirmi beş oyun yazardım.
A.P. Çehov
N.E. EFROS’a NARO-FOMINSKOYE, 17.6.1903
(...) Sevgili Nikolay Efimoviç. Eyvah, oyunu bitirmeyi bırakın, henüz kaleme almaya başlamadım bile, bu konudaki tahminleriniz ne yazık ki hiç doğru değil. (...)
A.P. Çehov
K.S. STANISLAVSKI’ye YALTA, 28.7.1903
(...) Oyunum henüz bitmedi, çok ağır ilerliyor; nedeni bir yandan tembelliğim, bir yandan havanın güzelliği, bir de konunun zorluğu var, tabii. Oyun biter bitmez size yazrım, ya da daha iyisi, telgraf çekerim. Sizin rolünüz fena olmadı, sanırım, ama ben bu konuda bir yargıda bulunmak istemiyorum aslında, oyunları okurken pek bir şey anlamıyorum çünkü.
Sesli okuma konusunda hiç yeteneğim olmadığı için oyunumu size okumak gibi bir niyetim yok; doğrudan okumanız için size vereceğim – tabii tamamlandığında. (...)
A.P. Çehov
V.İ. NEMİROVİÇ-DANÇENKO’ya YALTA, 22.8.1903
Evet, kendi oyunum Vişne Bahçesi’ne gelince, şimdilik her şey yolunda. Rahat rahat çalışıyorum. Oyun biraz geç tamamlansa da önemli değil. oyundaki dekoru en aza indirgedim; özel sahne tasarımlarına hiç gerek duyulmayacak; heyecan verici görüntüler de gerekmeyecek. Sağlığım şimdilik çok iyi, daha ne isteyebilirim ki, çalışabiliyorum ya.
Oyunun İkinci Perdesi’nde, ırmak yerine eski, küçük bir kilise ve bir kuyu kullanmaya karar verdim. Bu da daha sakin bir hava yaratıyor. Yalnızca İkinci Perde’de sizden şunu istiyorum: gerçek bir yeşil tarla, bir yol ve sahnede alışılmadık bir genişlik duygusu.
A.P. Çehov
V.İ. NEMİROVİÇ-DANÇENKO’ya YALTA, 2.9.1903
Oyunum (bugüne kadar çalıştığım gibi çalışmaya devam edersem), yakında tamamlanmış olacak, hiç merak etmeyin. Zor, çok zor geldik bana İkinci Perde’yi yazmak, ama galiba fena olmadı. Oyunum bence bir komedya.
Oyunumda Anne rolünü Olga oynayacak; genç ve narin bir kız çocuğu olan 17-18 yaşlarındaki kızını kim canlandıracak bilemem, bunu belirleyecek durumda değilim. Neyse, zamanı gelince görürüz.
Selamlar.
Seni sımsıkı kucaklayan
A. Çehov’un
M.P. LİLİNA’YA YALTA, 15.9.1903
Sevgili Mariya Petrovna. Kimseye inanmayın, henüz hiç kimse okumadı yeni oyunumu; sizin için yazdığım rol de “gösteriş için dindar olan bir kadın” değil, hoşnut kalacağınızı umduğum çok sevimli bir genç kız. Oyunu tamamlamak üzereydim, 8-10 gün önce birdenbire hastalandım; öksürmeye, kendimi güçsüz hissetmeye başladım, kısacası geçen yılki durum yineledi. Bugün hava yeniden ısındı, sağlığıma kavuşuyorum galiba, ama henüz yazamıyorum, başım ağrıyor. Olga gelirken oyunu getiremeyecek. Bütün gün başında oturup çalışabilecek hale gelir gelmez, dört perdeyi birden yollayacağım.
Oyun dramdan çok bir komedya, hatta yer yer güldürü oldu; Vladimir İvanoviç bu yüzden bana biraz söylenecek galiba. Sergeyeviç için büyük bir rol yazdım. Toplam rol sayısı pek fazla değil ama.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 23.9.1903
(...) İlk üç perdeyle karşılaştırıldığında Dördüncü Perde olaysız geçecek, ama çok etkileyici olacak. Senin rolünün sonu fena olmadı sanırım. Umudunu yitirme sakın, her şey yolunda. (...)
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e
YALTA, 22.04.1901
(...) Zaman zaman Sanat Tiyatrosu için dört perdelik bir taşlamalı güldürü ya da komedya yazmak için çok güçlü bir istek kabarıyor içimde. (Burasının, yazacağı Vişne Bahçesi oyunundan ilk kez söz ettiği yer olup olmadığı bilinmiyor; ancak Çehov'un Vişne Bahçesi'nin daha doğrusu yazmakta olduğu "yeni oyun"un bir komedya olacağını söylediği biliniyor. Çehov Vişne Bahçesi'ni ancak 1902 sonbaharında kaleme almaya başlamıştır.) Önüme bir engel çıkmazsa bunu yapacağım da; ama oyunu tiyatroya 1903 sonundan önce vermeyeceğim.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 24.12.1902
Dün Nemiroviç’e mektup yazdım. Şu anda düşündüklerime göre Vişne Bahçe’m üç perdeden oluşacak, ancak bu konuda son kararımı vermiş değilim. Yine sağlığıma kavuştuktan sonra bir kez daha düşüneceğim bunu; şu anda hiçbir şeyle ilgilenecek durumda değilim.
A.P. Çehov
K.S. STANISLAVSKI’ye YALTA, 5.2.1903
(...) Ama yine de, 20 Şubat’tan sonra oyunun başına geçip 29 Mart’a kadar yazma işini tamamlamış olacağımı düşünüyorum. Kafamda her şey hazır zaten. Oyunun adı Vişne Bahçesi, dört perdesi var, ilk perdede dışarı bakıldığında çiçek açmış kiraz ağaçları görülür, baştan aşağı bembeyaz bir bahçe. Bayanlar da beyaz elbiseler içindeler. Sonra Vişnevski de sık sık güçlü kahkahalar atacak – ve tabi kimse neden güldüğünü anlamayacak. (...)
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 4.3.1903
Oyunuma gelince, unuttun galiba, ben daha ne zamanda söylemiştim herkese, ancak Şubat sonu, ya da Mart başında oyunu yazmaya koyulacağımı. Bunun tembelliğimle hiçbir ilgisi yok. Kendimi o kadar da zorlayamam doğrusu; elimde olsa bir değil, yirmi beş oyun yazardım.
A.P. Çehov
N.E. EFROS’a NARO-FOMINSKOYE, 17.6.1903
(...) Sevgili Nikolay Efimoviç. Eyvah, oyunu bitirmeyi bırakın, henüz kaleme almaya başlamadım bile, bu konudaki tahminleriniz ne yazık ki hiç doğru değil. (...)
A.P. Çehov
K.S. STANISLAVSKI’ye YALTA, 28.7.1903
(...) Oyunum henüz bitmedi, çok ağır ilerliyor; nedeni bir yandan tembelliğim, bir yandan havanın güzelliği, bir de konunun zorluğu var, tabii. Oyun biter bitmez size yazrım, ya da daha iyisi, telgraf çekerim. Sizin rolünüz fena olmadı, sanırım, ama ben bu konuda bir yargıda bulunmak istemiyorum aslında, oyunları okurken pek bir şey anlamıyorum çünkü.
Sesli okuma konusunda hiç yeteneğim olmadığı için oyunumu size okumak gibi bir niyetim yok; doğrudan okumanız için size vereceğim – tabii tamamlandığında. (...)
A.P. Çehov
V.İ. NEMİROVİÇ-DANÇENKO’ya YALTA, 22.8.1903
Evet, kendi oyunum Vişne Bahçesi’ne gelince, şimdilik her şey yolunda. Rahat rahat çalışıyorum. Oyun biraz geç tamamlansa da önemli değil. oyundaki dekoru en aza indirgedim; özel sahne tasarımlarına hiç gerek duyulmayacak; heyecan verici görüntüler de gerekmeyecek. Sağlığım şimdilik çok iyi, daha ne isteyebilirim ki, çalışabiliyorum ya.
Oyunun İkinci Perdesi’nde, ırmak yerine eski, küçük bir kilise ve bir kuyu kullanmaya karar verdim. Bu da daha sakin bir hava yaratıyor. Yalnızca İkinci Perde’de sizden şunu istiyorum: gerçek bir yeşil tarla, bir yol ve sahnede alışılmadık bir genişlik duygusu.
A.P. Çehov
V.İ. NEMİROVİÇ-DANÇENKO’ya YALTA, 2.9.1903
Oyunum (bugüne kadar çalıştığım gibi çalışmaya devam edersem), yakında tamamlanmış olacak, hiç merak etmeyin. Zor, çok zor geldik bana İkinci Perde’yi yazmak, ama galiba fena olmadı. Oyunum bence bir komedya.
Oyunumda Anne rolünü Olga oynayacak; genç ve narin bir kız çocuğu olan 17-18 yaşlarındaki kızını kim canlandıracak bilemem, bunu belirleyecek durumda değilim. Neyse, zamanı gelince görürüz.
Selamlar.
Seni sımsıkı kucaklayan
A. Çehov’un
M.P. LİLİNA’YA YALTA, 15.9.1903
Sevgili Mariya Petrovna. Kimseye inanmayın, henüz hiç kimse okumadı yeni oyunumu; sizin için yazdığım rol de “gösteriş için dindar olan bir kadın” değil, hoşnut kalacağınızı umduğum çok sevimli bir genç kız. Oyunu tamamlamak üzereydim, 8-10 gün önce birdenbire hastalandım; öksürmeye, kendimi güçsüz hissetmeye başladım, kısacası geçen yılki durum yineledi. Bugün hava yeniden ısındı, sağlığıma kavuşuyorum galiba, ama henüz yazamıyorum, başım ağrıyor. Olga gelirken oyunu getiremeyecek. Bütün gün başında oturup çalışabilecek hale gelir gelmez, dört perdeyi birden yollayacağım.
Oyun dramdan çok bir komedya, hatta yer yer güldürü oldu; Vladimir İvanoviç bu yüzden bana biraz söylenecek galiba. Sergeyeviç için büyük bir rol yazdım. Toplam rol sayısı pek fazla değil ama.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 23.9.1903
(...) İlk üç perdeyle karşılaştırıldığında Dördüncü Perde olaysız geçecek, ama çok etkileyici olacak. Senin rolünün sonu fena olmadı sanırım. Umudunu yitirme sakın, her şey yolunda. (...)
A.P. Çehov
Moskova Sanat Tiyatrosu Oyuncusu ve Çehov'un Eşi O. L Knipper ve Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 25.9.1903
Ne kadar sıkıcı olursa olsun, oyunumda yeni bir şeyler var galiba. Bütün oyun boyunca tek bir kurşun bile sıkılmıyor, bunu da böylelikle belirtmiş olayım. Kaçalov’a güzel bir rol yazdım. 17 yaşındaki kızı kim oynayabilir, bir araştır bakalım, sonra da bana bildir.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 27.9.1903
Canımın içi, tayım benim. Sana oyunun bittiğini, dört perdenin de tamamlandığını bildiren bir telgraf çektim. Oyun kişileri gerçekten de yaşayan insanlar oldu, ama oyunun genelde nasıl olduğunu bilemiyorum. Sana yollarım, okuduktan sonra da görürsün nasıl bir şey olduğunu.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 12.10.1903
Evet, tayım, hepimizin sabrı sayesinde oyun tamamlandı sonunda, her şeyiyle bitti; yarın akşam, ya da en geç 14’ü sabahı Moskova’ya yollanacak. Oyunla birlikte sana bazı notlar da gönderiyorum. Değişiklikler gerekse bile bunların sayısı pek fazla olmayacaktır bence.
Oyunun en kötü yanı, bir oturuşta değil de, uzun bir dönem boyunca, çok yavaş yazılmış olması; bu yüzden de belli bir ağırlık var oyunda. Neyse, göreceğiz artık.
Canımın içi, ne de zor geldi bana bu oyunu yazmak.
Vişnevski’ye söyle, bana vergi memuru olarak bir iş bulsun. Özel olarak onun için de bir rol yazdım, ancak Antonius rolünden sonra Anton’un yazdığı rol, kaba ve takır tukur gelecek ona diye korkuyorum. Soyluyu oynayacak. Senin rolünü yalnızca III. ve I. Perdelerde özenle geliştirebildim, kalan iki perdede öylesine yazıverdim işte. Ama bu da pek önemli değil, ümitsizliğe kapılmıyorum. Stanislavski de korktuğu için utansın. Ne kadar büyük bir cesaretle başlamıştı bu işe, Trigorin’i kendi yorumuyla oynamıştı; şim de Efros onu övmüyor diye morali bozuluyor.
A.P. Çehov
VİŞNE BAHÇESİ’YLE İLGİLİ MEKTUPLAR
O.L. KNIPPER’e YALTA, 14.10.1903
Kendine iyi bak, tayım. Oyunu oku, çok dikkatlice oku. Oyunumda da bir tay var. Sana doya doya sarılıyorum. Tanrı seninle olsun.
A.
1) Lyubov Andreyevna’yı sen oynayacaksın, çünkü senden başkası o kişiyi canlandıramaz. Bu kadın lükse düşkün değil, ama çok zevki giyiniyor. Zeki, çok iyi niyetli, aklı dağınık; herkesi pohpohlar, yüzündeki gülümseme hiç eksik olmaz.
2) Anya’yı mutlaka olabildiğince genç bir oyuncu canlandırmalı.
3) Varya rolünü belki Mariya Petrovna üstlenir.
4) Gayev’i Vişnevski için düşündüm. Vişnevski’ye rica et, bilardo oynayanları izlesin, söylediklerini dinleyip duyabildiği bütün bilardo terimlerini yazsın. Ben bilardo oynamıyorum artık, eskiden bir ara oynadıysam da her şeyi unuttum, oyunda ise yer yer bu terimlere gerek var. Daha sonra Vişnevski’yle buluşup gerekli yerlere gerekli terimleri eklerim.
5) Lopahin: Stanislavski.
6) Üniversite öğrencisi Trofimov: Kaçalov.
7) Simeyonov-Pişçik: Gribunin.
8) Şarlotta: Soru işareti. Bu oyun kişisinin Dördüncü Perde’de söylediklerini daha sonra ekleyeceğim; dün bu perdeyi temize çekerken karnım çok ağrıyordu, bu yüzden yeni bir şeyler yazamadım. Şarlotta, Dördüncü Perde’de Trofimov’un galoşlarıyla bir hokkabazlık numarası yapar. Rayevskaya oynamasın ama bu rolü. Bu rol için mizah gücü olan bir oyuncu gerekiyor.
9) Epihodov: Belki Lujski bu rolü üstlenmek ister.
10) Firs: Artyom.
11) Yaşa: Moskvin.
Oyunu sahneye koyacaksınız, sahnelemenin gerektireceği her türlü değişikliği yapacağımı söyle diğerlerine. Bunu yapmaya zamanım var, ama oyundan bıkıp usandığımı da itiraf etmek zorundayım. Anlaşılamayan bir şey varsa bana yaz. Olayların geçtiği ev eski bir malikane: Ailenin eskiden ekmek elden su gölden gibi yaşadığı, eşyalardan da anlaşılmalı. Evet, ekmek elden su gölden, çok rahat bir yaşam.
Varya, biraz kaba ve salak, ama çok iyi niyetli bir insan.
A.P. Çehov
A.P ÇEHOV’A TELGRAF MOSKOVA, 20.10.1903
Biraz önce oyununuzu okudum. Çok etkilendim, sarsıldım, bir türlü kendime gelemiyorum. Olağanüstü bir coşku yaşıyorum. Yazdığınız bütün o harika oyunlar arasında bu en iyisi bence. Oyunun dahi yazarını candan kutluyorum. Her sözcüğü hissediyor, takdir ediyorum. Bize yaşattığınız ve yaşatacağını büyük zevkler için teşekkürler. Kendinize iyi bakın.
Alekseyev
O.L. KNIPPER’e YALTA, 21.10.1903
Nemiroviç bana, oyunda yer alacak oyuncuların listesini henüz yollamadı, ama ben korkmaya başladım bile. Telgrafında Anya’nın İrina’ya benzer yanları olduğunu belirtmiş; Anya rolünü Mariya Fyodorovna’ya vermek istiyor gibi görünüyor. Oysa, Anya, İrina’ya benim Burdjalov’a benzediğim kadar benziyor ancak.
Anya her şeyden önce oyunun sonuna kadar neşeli kalan, yaşamı tanımayan bir çocuk; II. Perde’de gözlerinde beliren yaşlar dışında bir kez ağlamaz. M.F. ise bu rolde ağlayıp duracak, ayrıca bu rol için fazla yaşlı. Peki, Şarlotta’yı kim oynayacak?
A.P. Çehov
A.P ÇEHOV’A MOSKOVA, 22.10.1903
Bence Vişne Bahçesi yazdığınız en iyi oyun. O çok sevdiğim Martı’dan bile daha çok sevdim bu oyununuzu. Bu, yazdığınız gibi bir komedya ya da bir fars değil, son perdede daha iyi bir yaşam için çözüm yolu gösterseniz de, bu bir tragedya. Çok güçlü bir etki yaratıyor oyun, ara renklerle, hafif pastel tonlarla. Bu oyun öncekilerden daha şiirsel, sahne üstünde daha etkili olacak; bütün roller, küçük roller buna dahil, muhteşem. Bana beğendiğim rolü seçme olanağı tanınsaydı, tam anlamıyla şaşkına dönerdim, hepsi de öylesine ilginç geliyor. Bütün bunlar, izleyici için fazla ince ayrıntı olacak diye düşünüyorum. İzleyici, hemen bütün bu ayrıntıları kavrayamayacak. Oyun hakkında ne yazık ki pek saçma şeyler yazılacak ve söylenecektir. Her şeye karşın, oyun çok, çok büyük başarı kazanacak, çünkü son derece sürükleyici. Tek bir sözcüğü bile çıkarılamayacak derecede her şeyiyle bir bütün oluşturuyor.
...
Sizin, “Ama lütfen, bu bir fars,” sözleriniz hala kulağımda... Hayır, sıradan insanlar için bu bir tragedya. Bu yapıta karşı çok özel bir şefkat ve sevgi duyuyorum. Oyuncular eleştirmeyi sevdikleri halde, oyunla ilgili hiç denilecek kadar az eleştiri duydum.
K. Alekseyev
O.L. KNIPPER’e YALTA, 23.10.1903
Vişnevski’nin Goyev’i oynayamayacağını yazıyorsun. Peki, kim oynasın? Stanislavski mi? O zaman, Lopahin’i kim oynayacak? Lujski bu oyun kişisini hiçbir koşul altında canlandıramaz, onda, Lopahin ya çok soluk, ya da abartılı olur. O, Epihodov’u oynasın. Yapmayın, Vişnevski’yi kırmayın sakın.
Nemiroviç, oyunumda çok gözyaşı döküldüğünü, bazı kabalıkların yaşandığını yazıyor. Canım benim, böyle düşünmediğini yaz bana; söz konusu bu yerleri düzelteyim; henüz geç kalmış değilim, bütün bir perdeyi bile değiştirebilirim.
Demek, Pişçik oyuncuların hoşuna gitti. Buna çok sevindim. Gribunin’in bu rolü harika oynayacağına inanıyorum.
A.P. Çehov
V.İ. NEMİROVİÇ-DANÇENKO’ya YALTA, 23.10.1903
Provalar sırasında orada bulunmayı, sizi izlemeyi çok istiyorum. Anya’nın ağlamaklı bir sesle konuşmasından (nedense İrina’ya benzetiyorsun Anya’yı), yaşlı bir oyuncu tarafından canlandırılmasından korkuyorum. Oyunumda Anya, bir kez bile ağlamaz, hiçbir yerde ağlamaklı bir sesle konuşmaz, 2. Perde’de gözlerinde yaşlar belirir, ama sesi neşeli ve canlıdır. Telgrafında oyunumda çok ağladığını söylüyorsun, nasıl böyle bir yargıya varabiliyorsun ki? O çok ağlanan yerler nereler peki? Ağlayan tek kişi Varya, o da doğası gereği sulu gözlü biri, onun göz yaşları izleyicinin içini karartmamalı. Birçok yerde, “ağlamaklı bir biçimde,” diyorum sahne düzeni açıklamalarımda, ama bu yalnızca kişilerin havalarına ilişkin, onların ağlamaları gerektiği anlamına gelmez. İkinci Perde’de mezarlık yok.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 25.10.1903
Ranevskaya’yı hiçbir yerde sakin olarak düşünmedim. Böyle bir kadın ancak ölümle sakinleşir. Ranevskaya’yı oynamak zor değil aslında, önemli olan hemen başında doğru yorumu tutturabilmek; bir gülümseme ve gülme tarzı geliştirmeyi ne gibi şeyler giymek gerektiğini bilmeli.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 28.10.1903
Pişçik’i Gribunin oynamalı. Bu rol kesinlikle Vişnevski’ye verilmez. Firs: Artyom, Yaşa: Msokvin ya da kendine özgü bir Yaşa olabilecek Gromov. Ama Moskvin daha uygun, tabii. Mariya Petrovna da Şarlotta’yı oynamaya razı olursa, daha ne isteyebiliriz ki! Narin yapılı, kısa boylu olması hiç önemli değil. Tüccarı, Konst. Serg.’den başkası oynayamaz. Bu öyle bildiğimiz tüccarlardan değil, bunu herkes anlamalı.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 30.10.1903
Stanislavski çok iyi ve özgün bir Gayev olurdu, ama o zaman Lopahin’i kim oynayacak? Lopahin rolü başrollerden biri çünkü. Bu rol iyi oynanmazsa bütün oyun başarısız olur. Lopahin’i yaygaracı biri olarak canlandırmak yanlış olur, tüccar olması o kadar gerekli bir şey değil. yumuşak bir insan.
A.P. Çehov
K.S. STANİSLAVSKİ’ye YALTA, 30.10.1903
Lopahin bir tüccar, evet, ama her bakımdan dürüst bir insan; terbiyeli, aydın bir adam, dar kafalı değil, hilesi de yok. Bu role oyuncu seçerken Varya gibi ciddi ve dindar bir kızın Lopahin’i bir zamanlar sevmiş olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir; Varya asla bir toprak ağasına aşık olmadı.
A.P. Çehov
V.İ. NEMİROVİÇ-DANÇENKO’ya YALTA, 2.11.1903
Varya, siyah elbiseli bir kişilik, küçük bir rahibe, aptal, sürekli ağlayıp zırlayan bir kızcağız.
Şarlotta’nın Rusçası aksanlı değil, çok düzgün; yalnızca bazen bir sözcüğün sonundaki yumuşak ünsüzü sert olarak telaffuz eder ve sıfatlarda eril son ekleriyle dişil son eklerini karıştırır. Pişçik bir Rus; ayaklarındaki gutun, yaşlılığın ve beslenme alışkanlıklarının yorgun düşürdüğü, topluca bir yaşlı; üstünde (Simov’un giydiği türde) kolsuz bir ceket, ayağında da topuksuz çizmeler var. Lopahin beyaz bir yelek ve sarı ayakkabı giyer; kollarını kürek çekermiş gibi sallayarak yürür; büyük adımlar atar; yürürken düşünür, düz bir çizgi üzerinde ilerliyor giidir. Saçları kısa değil; bu yüzden sık sık başını arkaya atar; düşünürken arkadan öne doğru bir hareketle sakalını okşar, yani boğazından ağzına doğru. Varya’nın üstünde geniş kemerli siyah bir elbise var.
A.P. Çehov
A.P. ÇEHOV’a MOSKOVA, 2.11.1903
Birinci Perde’nin dekoru için ancak çözüm buldum. Çok zor bir iş. Bütün izleyicilerin, aşağıdakilerin de yukardakilerin de, vişne bahçesini görebilmesi için pencereler sahnenin ön tarafında olmak zorunda; üç kapı olacak; ayrıca Anya’nın sevimli genç kız odasının da en azından bir köşesini göstermek istiyoruz. İki oda arasında geçide benzer bir yer burası, ama rahat, sıcak ve aydınlık bir mekan izlenimi uyandırmalı; odanın uzun zamandır boş olduğu, biraz perişan görünümünden anlaşılacak. Dekorun engelleyici olmaması, birkaç değişik oyun alanına izin vermesi de önemli bir koşul.
K.Alekseyev
K.S. STANİSLAVSKİ’ye YALTA, 5.11.1903
Ev büyük olmalı, sağlam bir yapı; ahşap olabilir ya da taş, fark etmez. Çok eski ve büyük bir ev; yazlıkçılar böyle ev yaptırmazlar; bu tür evler genelde yıkılır, malzemesi de yazlık ev yapımında kullanılır. Eşyalar eski, zarif, sağlam; iflas, borçlanmalar evdeki mobilyalara dokunmamış.
Böyle bir evi satın alan kişi, daha küçük bir ev yaptırmak, eskisini onarmaktan daha kolay ve ucuz olmaz mı diye düşünür.
A.P. Çehov
A.P. ÇEHOV’a MOSKOVA, 5.11.1903
Sahneleme konusunda size sormak istediğim bir şey daha var. Nedenini tam olarak bilemiyorum ama 3. ve 4. Perde’lerde aynı dekoru kullanmamızın iyi olacağını düşünüyorum; 3. Perde’deki eşyalar son perdede bir yere toplanmış, her şey insanların çıkacağı yolculuk için hazır bir durumda olacak. Bunu yalnızca yüzeysel bir duygusallık uğruna istemiyorum tabii. Sanki o zaman ev daha da huzur verici bir etki yaratacak gibi geliyor bana; izleyici evi tanıdık bir ortam olarak algılayacak. İkinci bir salon, biraz karışıklık yaratıyor. Bu yolla bir zamanlar sürdürülen varlıklı yaşamı daha da somutlaştırmak istemiş olabilirsiniz. Ancak, bu durum oyunda zaten yeterince açık bir biçimde ortaya çıkıyor. İki perde için aynı dekoru kullanmamız tekdüze olmaz, çünkü eşyaların toplanmış olması 4. Perde’de tümüyle farklı bir atmosfer yaratacak. Elimizdeki modeli bu amaca yönelik geliştirmeyi düşünüyoruz; siz de belki bu arada bize konuyla ilgili birkaç satır yazarsınız... Bir sorum daha var: Epihodov ve Dünya, Lopahin varken oturabilirler mi? Bence oturabilirler.
K.S. Stanislavski
K.S. STANİSLAVSKİ’ye YALTA, 10.11.1903
Dünya ve Epihodov, Lopahin varken ayakta duruyor, oturmuyorlar. Lopahin kendine güvenerek özgürce hareket eder ya, bir beyefendi gibi; hizmetçilere “sen” diye seslenir, onlarsa “siz” derler ona.
A.P. Çehov
K.S. STANİSLAVSKİ:
VİŞNE BAHÇESİ
Oyun yazılırken yaşanan bazı olaylar
... Kısa bir zaman sonra Çehov’un aklında eski bir çiftliğin penceresi biçim kazanmaya başladı; baharda ağaçların dalları bu pencereden odaya girecekti. Dallar kar beyazı çiçek açmaya başladı. Sonunda Çehov bir de bu eve gelen yaşlı bir hanım yarattı.
“Yalnız, biliyor musunuz, sizde bu role uygun oyuncu yok. Bu çok özel bir yaşlı kadın,” dedi Çehov. “Yaşlı bir uşaktan ödünç para alıp durur.”
Yaşlı kadının yanısıra birdenbire bu hanımın bir kardeşinin, ya da bir dayının olması düşüncesi doğru – hani o tek kollu, bilardo tutkunu, uşağı olmadan hiçbir şey yapamayan, kocaman bir bebeğe benzer yaşlı adam olacaktı bu. Bir gün uşağı pantolonlarını hazırlamadan evden çıktığı için bu yaşlı, bütün gün yataktan çıkamaz...
Oyunda bu düşüncelerden hangilerinin kullanıldığını, hangilerinden tümüyle vazgeçildiğini, hangilerinden de yalnızca kaba hatlarıyla yararlanıldığını bugün biliyoruz.
Anton Pavloviç, Vişne Bahçesi’ni yazmaya koyulduğu 1902 yazı boyunca Moskova Sanat Tiyatrosu oyuncularından olan eşi Olga Knipper-Çehova’yla birlikte annemin Lyubimovka’daki arazisindeki evimizde kalmıştı. Ordaki komşularımızın bir İngiliz dadısı vardı, erkek giysileriyle dolaşan, kısa boylu, uzun örgülü saçları olan, çelimsiz bir kadın. Bu görünümünden ötürü, cinsiyetini, yaşını, nereli olduğunu çıkarmak oldukça güç oluyordu. Anton Pavloviç’le aralarında bir yakınlık doğmuştu; yazar da bu durumdan son derece hoşnuttu. İkisi her gün buluşarak birbirlerine aklı almaz saçmalıklar anlatırlardı.
Vişne Bahçesi’ni bilenler, Çehov’un Şarlotta adlı oyun kişisini yaratırken bu ilginç kadından esinlendiğini anlarlar.
Oyunu okurken bütün bu bağlantı noktalarını çıkarabildiğimi Çehov’a büyük bir hevesle anlattım. Nasıl da sinirlenmişti! Nasıl inatla, Şarlotta’nın Alman olduğunu, mutlaka Bayan Muratova gibi uzun boylu, zayıf biri tarafından canlandırılması gerektiğini, Şarlotta’yı yaratırken hiçbir biçimde o İngiliz kadınından esinlenmediğini iddia etmişti!
Epihodov için, Çehov’un birkaç değişik esin kaynağı vardı. Kaba hatları, yazlık evinde Anton Pavloviç’e hizmet etmiş bir uşak tarafından belirlenmişti. Çehov, sık sık bu uşakla sohbet ederdi; sonunda onu, insanın en azından okuma-yazma bilmesi, genel olarak da kendini yetiştirmesi gerektiği konusunda ikna etmişti.
Epihodov’un dış görünümüne uygun oyuncumuz yoktu. Ancak, o günlerde çelimsiz bir delikanlı olan, Çehov’un sevdiği yetenekli oyuncu İ.M. Moskvin’in bu oyunda mutlaka yer alması gerektiği için bu rolü ona verdik; bu genç sanatçı da, daha önceki doğaçlama çalışmalarından yararlanarak rolü kendi koşullarına göre yorumladı. Biz Anton Pavloviç’in, oyuncunun kendine böyle bir özgürlük tanımasına çok kızacağını düşünürken, o, yalnızca güldü ve provanın sonunda Moskvin’e, “İşte ben de tam böyle bir şey yazmak istemiştim. Bu gerçekten harika bir yorum!”
Çehov’un sonuçta bu rolü Moskvin’in yorumu doğrultusunda biçimlendirdiğini anımsar gibiyim.
Öğrenci Trofimov’u da, Lyubimovka sakinlerinden birini göz önünde bulundurarak yaratmıştı.
Oyunun Adı
[...] Gözlerini benden ayırmadan, “Biliyor musun, oyun için olağanüstü bir ad buldum. Gerçekten harika bir ad!” diye açıklamada bulundu.
“Peki, ne?” diye sordum heyecanla.
“Vişne Bahçesi,” dedi ve neşeli bir kahkaha attı.
Neden bu kadar sevindiğini anlayamadım, bu adın hiçbir özelliği yoktu bence. Ama, Anton Pavloviç’i kırmamak amacıyla, onun bulduğu addan çok etkilenmiş gibi görünmek için zorladım kendimi. Yeni oyununa verdiği bu adın nesi heyecanlandırıyordu ki onu bu kadar?
Bu görüşmemizin üzerinden birkaç gün, belki de bir hafta geçmişti... Anton Pavloviç, bir gösteri sırasında soyunma odama gelip, dudaklarında o parlak gülümsemeyle yanıma oturdu; oyundan önceki hazırlıklarımızı izlemekten çok hoşlanırdı. Makyaj yaparken öylesine büyük bir dikkatle izlerdi ki, sürdüğümüz rengin uygun olup olmadığını yüz ifadesinden anlayabilirdik. “Bakın, bu yalnızca ‘vişnevi’ – vişne – değil ‘vişnyovi sad’ – vişne bahçesi,” – diye bir açıklama getirip kahkahalarla gülmeye başladı. İlk anda neden söz ettiğini bile anlayamadım. Ancak, Anton Pavloviç vişnyovi sözcüğünün yumuşak “yo” sesini özellikle vurgulayarak tutkulu bir biçimde bu addan söz etmeyi sürdürdü; bu adla, oyununda hüzün dolu bir süreç sonunda yok edilen, bir zamanlar zevkle dolu olan, ama artık hiçbir işe yaramayan o yaşam tarzını şefkatle okşamak istiyordu sanki. Sonunda Çehov’un üstünde durduğu ince ayrıntıyı kavrayabildim: Vişnevi sad, yalnızca bostan gibi bir yerdi. Böyle bir bahçeye günümüzde de gereksinim var. Ama bir “vişnyovi sad” hiçbir gelir sağlamaz, beyaz çiçekleriyle geçmişte kalmış feodal bir yaşamın şiirselliğini taşır; ağaçları yalnızca şımartılmış, estetik duyguları gelişmiş soyluların göz zevklerini okşamak için yetişir, çiçek açar. Bu bahçeyi yok etmek çok yazık tabii, ama ülkenin ekonomik gelişme süreci göz önünde bulundurulursa çok da gerekli.
Ne kadar sıkıcı olursa olsun, oyunumda yeni bir şeyler var galiba. Bütün oyun boyunca tek bir kurşun bile sıkılmıyor, bunu da böylelikle belirtmiş olayım. Kaçalov’a güzel bir rol yazdım. 17 yaşındaki kızı kim oynayabilir, bir araştır bakalım, sonra da bana bildir.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 27.9.1903
Canımın içi, tayım benim. Sana oyunun bittiğini, dört perdenin de tamamlandığını bildiren bir telgraf çektim. Oyun kişileri gerçekten de yaşayan insanlar oldu, ama oyunun genelde nasıl olduğunu bilemiyorum. Sana yollarım, okuduktan sonra da görürsün nasıl bir şey olduğunu.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 12.10.1903
Evet, tayım, hepimizin sabrı sayesinde oyun tamamlandı sonunda, her şeyiyle bitti; yarın akşam, ya da en geç 14’ü sabahı Moskova’ya yollanacak. Oyunla birlikte sana bazı notlar da gönderiyorum. Değişiklikler gerekse bile bunların sayısı pek fazla olmayacaktır bence.
Oyunun en kötü yanı, bir oturuşta değil de, uzun bir dönem boyunca, çok yavaş yazılmış olması; bu yüzden de belli bir ağırlık var oyunda. Neyse, göreceğiz artık.
Canımın içi, ne de zor geldi bana bu oyunu yazmak.
Vişnevski’ye söyle, bana vergi memuru olarak bir iş bulsun. Özel olarak onun için de bir rol yazdım, ancak Antonius rolünden sonra Anton’un yazdığı rol, kaba ve takır tukur gelecek ona diye korkuyorum. Soyluyu oynayacak. Senin rolünü yalnızca III. ve I. Perdelerde özenle geliştirebildim, kalan iki perdede öylesine yazıverdim işte. Ama bu da pek önemli değil, ümitsizliğe kapılmıyorum. Stanislavski de korktuğu için utansın. Ne kadar büyük bir cesaretle başlamıştı bu işe, Trigorin’i kendi yorumuyla oynamıştı; şim de Efros onu övmüyor diye morali bozuluyor.
A.P. Çehov
VİŞNE BAHÇESİ’YLE İLGİLİ MEKTUPLAR
O.L. KNIPPER’e YALTA, 14.10.1903
Kendine iyi bak, tayım. Oyunu oku, çok dikkatlice oku. Oyunumda da bir tay var. Sana doya doya sarılıyorum. Tanrı seninle olsun.
A.
1) Lyubov Andreyevna’yı sen oynayacaksın, çünkü senden başkası o kişiyi canlandıramaz. Bu kadın lükse düşkün değil, ama çok zevki giyiniyor. Zeki, çok iyi niyetli, aklı dağınık; herkesi pohpohlar, yüzündeki gülümseme hiç eksik olmaz.
2) Anya’yı mutlaka olabildiğince genç bir oyuncu canlandırmalı.
3) Varya rolünü belki Mariya Petrovna üstlenir.
4) Gayev’i Vişnevski için düşündüm. Vişnevski’ye rica et, bilardo oynayanları izlesin, söylediklerini dinleyip duyabildiği bütün bilardo terimlerini yazsın. Ben bilardo oynamıyorum artık, eskiden bir ara oynadıysam da her şeyi unuttum, oyunda ise yer yer bu terimlere gerek var. Daha sonra Vişnevski’yle buluşup gerekli yerlere gerekli terimleri eklerim.
5) Lopahin: Stanislavski.
6) Üniversite öğrencisi Trofimov: Kaçalov.
7) Simeyonov-Pişçik: Gribunin.
8) Şarlotta: Soru işareti. Bu oyun kişisinin Dördüncü Perde’de söylediklerini daha sonra ekleyeceğim; dün bu perdeyi temize çekerken karnım çok ağrıyordu, bu yüzden yeni bir şeyler yazamadım. Şarlotta, Dördüncü Perde’de Trofimov’un galoşlarıyla bir hokkabazlık numarası yapar. Rayevskaya oynamasın ama bu rolü. Bu rol için mizah gücü olan bir oyuncu gerekiyor.
9) Epihodov: Belki Lujski bu rolü üstlenmek ister.
10) Firs: Artyom.
11) Yaşa: Moskvin.
Oyunu sahneye koyacaksınız, sahnelemenin gerektireceği her türlü değişikliği yapacağımı söyle diğerlerine. Bunu yapmaya zamanım var, ama oyundan bıkıp usandığımı da itiraf etmek zorundayım. Anlaşılamayan bir şey varsa bana yaz. Olayların geçtiği ev eski bir malikane: Ailenin eskiden ekmek elden su gölden gibi yaşadığı, eşyalardan da anlaşılmalı. Evet, ekmek elden su gölden, çok rahat bir yaşam.
Varya, biraz kaba ve salak, ama çok iyi niyetli bir insan.
A.P. Çehov
A.P ÇEHOV’A TELGRAF MOSKOVA, 20.10.1903
Biraz önce oyununuzu okudum. Çok etkilendim, sarsıldım, bir türlü kendime gelemiyorum. Olağanüstü bir coşku yaşıyorum. Yazdığınız bütün o harika oyunlar arasında bu en iyisi bence. Oyunun dahi yazarını candan kutluyorum. Her sözcüğü hissediyor, takdir ediyorum. Bize yaşattığınız ve yaşatacağını büyük zevkler için teşekkürler. Kendinize iyi bakın.
Alekseyev
O.L. KNIPPER’e YALTA, 21.10.1903
Nemiroviç bana, oyunda yer alacak oyuncuların listesini henüz yollamadı, ama ben korkmaya başladım bile. Telgrafında Anya’nın İrina’ya benzer yanları olduğunu belirtmiş; Anya rolünü Mariya Fyodorovna’ya vermek istiyor gibi görünüyor. Oysa, Anya, İrina’ya benim Burdjalov’a benzediğim kadar benziyor ancak.
Anya her şeyden önce oyunun sonuna kadar neşeli kalan, yaşamı tanımayan bir çocuk; II. Perde’de gözlerinde beliren yaşlar dışında bir kez ağlamaz. M.F. ise bu rolde ağlayıp duracak, ayrıca bu rol için fazla yaşlı. Peki, Şarlotta’yı kim oynayacak?
A.P. Çehov
A.P ÇEHOV’A MOSKOVA, 22.10.1903
Bence Vişne Bahçesi yazdığınız en iyi oyun. O çok sevdiğim Martı’dan bile daha çok sevdim bu oyununuzu. Bu, yazdığınız gibi bir komedya ya da bir fars değil, son perdede daha iyi bir yaşam için çözüm yolu gösterseniz de, bu bir tragedya. Çok güçlü bir etki yaratıyor oyun, ara renklerle, hafif pastel tonlarla. Bu oyun öncekilerden daha şiirsel, sahne üstünde daha etkili olacak; bütün roller, küçük roller buna dahil, muhteşem. Bana beğendiğim rolü seçme olanağı tanınsaydı, tam anlamıyla şaşkına dönerdim, hepsi de öylesine ilginç geliyor. Bütün bunlar, izleyici için fazla ince ayrıntı olacak diye düşünüyorum. İzleyici, hemen bütün bu ayrıntıları kavrayamayacak. Oyun hakkında ne yazık ki pek saçma şeyler yazılacak ve söylenecektir. Her şeye karşın, oyun çok, çok büyük başarı kazanacak, çünkü son derece sürükleyici. Tek bir sözcüğü bile çıkarılamayacak derecede her şeyiyle bir bütün oluşturuyor.
...
Sizin, “Ama lütfen, bu bir fars,” sözleriniz hala kulağımda... Hayır, sıradan insanlar için bu bir tragedya. Bu yapıta karşı çok özel bir şefkat ve sevgi duyuyorum. Oyuncular eleştirmeyi sevdikleri halde, oyunla ilgili hiç denilecek kadar az eleştiri duydum.
K. Alekseyev
O.L. KNIPPER’e YALTA, 23.10.1903
Vişnevski’nin Goyev’i oynayamayacağını yazıyorsun. Peki, kim oynasın? Stanislavski mi? O zaman, Lopahin’i kim oynayacak? Lujski bu oyun kişisini hiçbir koşul altında canlandıramaz, onda, Lopahin ya çok soluk, ya da abartılı olur. O, Epihodov’u oynasın. Yapmayın, Vişnevski’yi kırmayın sakın.
Nemiroviç, oyunumda çok gözyaşı döküldüğünü, bazı kabalıkların yaşandığını yazıyor. Canım benim, böyle düşünmediğini yaz bana; söz konusu bu yerleri düzelteyim; henüz geç kalmış değilim, bütün bir perdeyi bile değiştirebilirim.
Demek, Pişçik oyuncuların hoşuna gitti. Buna çok sevindim. Gribunin’in bu rolü harika oynayacağına inanıyorum.
A.P. Çehov
V.İ. NEMİROVİÇ-DANÇENKO’ya YALTA, 23.10.1903
Provalar sırasında orada bulunmayı, sizi izlemeyi çok istiyorum. Anya’nın ağlamaklı bir sesle konuşmasından (nedense İrina’ya benzetiyorsun Anya’yı), yaşlı bir oyuncu tarafından canlandırılmasından korkuyorum. Oyunumda Anya, bir kez bile ağlamaz, hiçbir yerde ağlamaklı bir sesle konuşmaz, 2. Perde’de gözlerinde yaşlar belirir, ama sesi neşeli ve canlıdır. Telgrafında oyunumda çok ağladığını söylüyorsun, nasıl böyle bir yargıya varabiliyorsun ki? O çok ağlanan yerler nereler peki? Ağlayan tek kişi Varya, o da doğası gereği sulu gözlü biri, onun göz yaşları izleyicinin içini karartmamalı. Birçok yerde, “ağlamaklı bir biçimde,” diyorum sahne düzeni açıklamalarımda, ama bu yalnızca kişilerin havalarına ilişkin, onların ağlamaları gerektiği anlamına gelmez. İkinci Perde’de mezarlık yok.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 25.10.1903
Ranevskaya’yı hiçbir yerde sakin olarak düşünmedim. Böyle bir kadın ancak ölümle sakinleşir. Ranevskaya’yı oynamak zor değil aslında, önemli olan hemen başında doğru yorumu tutturabilmek; bir gülümseme ve gülme tarzı geliştirmeyi ne gibi şeyler giymek gerektiğini bilmeli.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 28.10.1903
Pişçik’i Gribunin oynamalı. Bu rol kesinlikle Vişnevski’ye verilmez. Firs: Artyom, Yaşa: Msokvin ya da kendine özgü bir Yaşa olabilecek Gromov. Ama Moskvin daha uygun, tabii. Mariya Petrovna da Şarlotta’yı oynamaya razı olursa, daha ne isteyebiliriz ki! Narin yapılı, kısa boylu olması hiç önemli değil. Tüccarı, Konst. Serg.’den başkası oynayamaz. Bu öyle bildiğimiz tüccarlardan değil, bunu herkes anlamalı.
A.P. Çehov
O.L. KNIPPER’e YALTA, 30.10.1903
Stanislavski çok iyi ve özgün bir Gayev olurdu, ama o zaman Lopahin’i kim oynayacak? Lopahin rolü başrollerden biri çünkü. Bu rol iyi oynanmazsa bütün oyun başarısız olur. Lopahin’i yaygaracı biri olarak canlandırmak yanlış olur, tüccar olması o kadar gerekli bir şey değil. yumuşak bir insan.
A.P. Çehov
K.S. STANİSLAVSKİ’ye YALTA, 30.10.1903
Lopahin bir tüccar, evet, ama her bakımdan dürüst bir insan; terbiyeli, aydın bir adam, dar kafalı değil, hilesi de yok. Bu role oyuncu seçerken Varya gibi ciddi ve dindar bir kızın Lopahin’i bir zamanlar sevmiş olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir; Varya asla bir toprak ağasına aşık olmadı.
A.P. Çehov
V.İ. NEMİROVİÇ-DANÇENKO’ya YALTA, 2.11.1903
Varya, siyah elbiseli bir kişilik, küçük bir rahibe, aptal, sürekli ağlayıp zırlayan bir kızcağız.
Şarlotta’nın Rusçası aksanlı değil, çok düzgün; yalnızca bazen bir sözcüğün sonundaki yumuşak ünsüzü sert olarak telaffuz eder ve sıfatlarda eril son ekleriyle dişil son eklerini karıştırır. Pişçik bir Rus; ayaklarındaki gutun, yaşlılığın ve beslenme alışkanlıklarının yorgun düşürdüğü, topluca bir yaşlı; üstünde (Simov’un giydiği türde) kolsuz bir ceket, ayağında da topuksuz çizmeler var. Lopahin beyaz bir yelek ve sarı ayakkabı giyer; kollarını kürek çekermiş gibi sallayarak yürür; büyük adımlar atar; yürürken düşünür, düz bir çizgi üzerinde ilerliyor giidir. Saçları kısa değil; bu yüzden sık sık başını arkaya atar; düşünürken arkadan öne doğru bir hareketle sakalını okşar, yani boğazından ağzına doğru. Varya’nın üstünde geniş kemerli siyah bir elbise var.
A.P. Çehov
A.P. ÇEHOV’a MOSKOVA, 2.11.1903
Birinci Perde’nin dekoru için ancak çözüm buldum. Çok zor bir iş. Bütün izleyicilerin, aşağıdakilerin de yukardakilerin de, vişne bahçesini görebilmesi için pencereler sahnenin ön tarafında olmak zorunda; üç kapı olacak; ayrıca Anya’nın sevimli genç kız odasının da en azından bir köşesini göstermek istiyoruz. İki oda arasında geçide benzer bir yer burası, ama rahat, sıcak ve aydınlık bir mekan izlenimi uyandırmalı; odanın uzun zamandır boş olduğu, biraz perişan görünümünden anlaşılacak. Dekorun engelleyici olmaması, birkaç değişik oyun alanına izin vermesi de önemli bir koşul.
K.Alekseyev
K.S. STANİSLAVSKİ’ye YALTA, 5.11.1903
Ev büyük olmalı, sağlam bir yapı; ahşap olabilir ya da taş, fark etmez. Çok eski ve büyük bir ev; yazlıkçılar böyle ev yaptırmazlar; bu tür evler genelde yıkılır, malzemesi de yazlık ev yapımında kullanılır. Eşyalar eski, zarif, sağlam; iflas, borçlanmalar evdeki mobilyalara dokunmamış.
Böyle bir evi satın alan kişi, daha küçük bir ev yaptırmak, eskisini onarmaktan daha kolay ve ucuz olmaz mı diye düşünür.
A.P. Çehov
A.P. ÇEHOV’a MOSKOVA, 5.11.1903
Sahneleme konusunda size sormak istediğim bir şey daha var. Nedenini tam olarak bilemiyorum ama 3. ve 4. Perde’lerde aynı dekoru kullanmamızın iyi olacağını düşünüyorum; 3. Perde’deki eşyalar son perdede bir yere toplanmış, her şey insanların çıkacağı yolculuk için hazır bir durumda olacak. Bunu yalnızca yüzeysel bir duygusallık uğruna istemiyorum tabii. Sanki o zaman ev daha da huzur verici bir etki yaratacak gibi geliyor bana; izleyici evi tanıdık bir ortam olarak algılayacak. İkinci bir salon, biraz karışıklık yaratıyor. Bu yolla bir zamanlar sürdürülen varlıklı yaşamı daha da somutlaştırmak istemiş olabilirsiniz. Ancak, bu durum oyunda zaten yeterince açık bir biçimde ortaya çıkıyor. İki perde için aynı dekoru kullanmamız tekdüze olmaz, çünkü eşyaların toplanmış olması 4. Perde’de tümüyle farklı bir atmosfer yaratacak. Elimizdeki modeli bu amaca yönelik geliştirmeyi düşünüyoruz; siz de belki bu arada bize konuyla ilgili birkaç satır yazarsınız... Bir sorum daha var: Epihodov ve Dünya, Lopahin varken oturabilirler mi? Bence oturabilirler.
K.S. Stanislavski
K.S. STANİSLAVSKİ’ye YALTA, 10.11.1903
Dünya ve Epihodov, Lopahin varken ayakta duruyor, oturmuyorlar. Lopahin kendine güvenerek özgürce hareket eder ya, bir beyefendi gibi; hizmetçilere “sen” diye seslenir, onlarsa “siz” derler ona.
A.P. Çehov
K.S. STANİSLAVSKİ:
VİŞNE BAHÇESİ
Oyun yazılırken yaşanan bazı olaylar
... Kısa bir zaman sonra Çehov’un aklında eski bir çiftliğin penceresi biçim kazanmaya başladı; baharda ağaçların dalları bu pencereden odaya girecekti. Dallar kar beyazı çiçek açmaya başladı. Sonunda Çehov bir de bu eve gelen yaşlı bir hanım yarattı.
“Yalnız, biliyor musunuz, sizde bu role uygun oyuncu yok. Bu çok özel bir yaşlı kadın,” dedi Çehov. “Yaşlı bir uşaktan ödünç para alıp durur.”
Yaşlı kadının yanısıra birdenbire bu hanımın bir kardeşinin, ya da bir dayının olması düşüncesi doğru – hani o tek kollu, bilardo tutkunu, uşağı olmadan hiçbir şey yapamayan, kocaman bir bebeğe benzer yaşlı adam olacaktı bu. Bir gün uşağı pantolonlarını hazırlamadan evden çıktığı için bu yaşlı, bütün gün yataktan çıkamaz...
Oyunda bu düşüncelerden hangilerinin kullanıldığını, hangilerinden tümüyle vazgeçildiğini, hangilerinden de yalnızca kaba hatlarıyla yararlanıldığını bugün biliyoruz.
Anton Pavloviç, Vişne Bahçesi’ni yazmaya koyulduğu 1902 yazı boyunca Moskova Sanat Tiyatrosu oyuncularından olan eşi Olga Knipper-Çehova’yla birlikte annemin Lyubimovka’daki arazisindeki evimizde kalmıştı. Ordaki komşularımızın bir İngiliz dadısı vardı, erkek giysileriyle dolaşan, kısa boylu, uzun örgülü saçları olan, çelimsiz bir kadın. Bu görünümünden ötürü, cinsiyetini, yaşını, nereli olduğunu çıkarmak oldukça güç oluyordu. Anton Pavloviç’le aralarında bir yakınlık doğmuştu; yazar da bu durumdan son derece hoşnuttu. İkisi her gün buluşarak birbirlerine aklı almaz saçmalıklar anlatırlardı.
Vişne Bahçesi’ni bilenler, Çehov’un Şarlotta adlı oyun kişisini yaratırken bu ilginç kadından esinlendiğini anlarlar.
Oyunu okurken bütün bu bağlantı noktalarını çıkarabildiğimi Çehov’a büyük bir hevesle anlattım. Nasıl da sinirlenmişti! Nasıl inatla, Şarlotta’nın Alman olduğunu, mutlaka Bayan Muratova gibi uzun boylu, zayıf biri tarafından canlandırılması gerektiğini, Şarlotta’yı yaratırken hiçbir biçimde o İngiliz kadınından esinlenmediğini iddia etmişti!
Epihodov için, Çehov’un birkaç değişik esin kaynağı vardı. Kaba hatları, yazlık evinde Anton Pavloviç’e hizmet etmiş bir uşak tarafından belirlenmişti. Çehov, sık sık bu uşakla sohbet ederdi; sonunda onu, insanın en azından okuma-yazma bilmesi, genel olarak da kendini yetiştirmesi gerektiği konusunda ikna etmişti.
Epihodov’un dış görünümüne uygun oyuncumuz yoktu. Ancak, o günlerde çelimsiz bir delikanlı olan, Çehov’un sevdiği yetenekli oyuncu İ.M. Moskvin’in bu oyunda mutlaka yer alması gerektiği için bu rolü ona verdik; bu genç sanatçı da, daha önceki doğaçlama çalışmalarından yararlanarak rolü kendi koşullarına göre yorumladı. Biz Anton Pavloviç’in, oyuncunun kendine böyle bir özgürlük tanımasına çok kızacağını düşünürken, o, yalnızca güldü ve provanın sonunda Moskvin’e, “İşte ben de tam böyle bir şey yazmak istemiştim. Bu gerçekten harika bir yorum!”
Çehov’un sonuçta bu rolü Moskvin’in yorumu doğrultusunda biçimlendirdiğini anımsar gibiyim.
Öğrenci Trofimov’u da, Lyubimovka sakinlerinden birini göz önünde bulundurarak yaratmıştı.
Oyunun Adı
[...] Gözlerini benden ayırmadan, “Biliyor musun, oyun için olağanüstü bir ad buldum. Gerçekten harika bir ad!” diye açıklamada bulundu.
“Peki, ne?” diye sordum heyecanla.
“Vişne Bahçesi,” dedi ve neşeli bir kahkaha attı.
Neden bu kadar sevindiğini anlayamadım, bu adın hiçbir özelliği yoktu bence. Ama, Anton Pavloviç’i kırmamak amacıyla, onun bulduğu addan çok etkilenmiş gibi görünmek için zorladım kendimi. Yeni oyununa verdiği bu adın nesi heyecanlandırıyordu ki onu bu kadar?
Bu görüşmemizin üzerinden birkaç gün, belki de bir hafta geçmişti... Anton Pavloviç, bir gösteri sırasında soyunma odama gelip, dudaklarında o parlak gülümsemeyle yanıma oturdu; oyundan önceki hazırlıklarımızı izlemekten çok hoşlanırdı. Makyaj yaparken öylesine büyük bir dikkatle izlerdi ki, sürdüğümüz rengin uygun olup olmadığını yüz ifadesinden anlayabilirdik. “Bakın, bu yalnızca ‘vişnevi’ – vişne – değil ‘vişnyovi sad’ – vişne bahçesi,” – diye bir açıklama getirip kahkahalarla gülmeye başladı. İlk anda neden söz ettiğini bile anlayamadım. Ancak, Anton Pavloviç vişnyovi sözcüğünün yumuşak “yo” sesini özellikle vurgulayarak tutkulu bir biçimde bu addan söz etmeyi sürdürdü; bu adla, oyununda hüzün dolu bir süreç sonunda yok edilen, bir zamanlar zevkle dolu olan, ama artık hiçbir işe yaramayan o yaşam tarzını şefkatle okşamak istiyordu sanki. Sonunda Çehov’un üstünde durduğu ince ayrıntıyı kavrayabildim: Vişnevi sad, yalnızca bostan gibi bir yerdi. Böyle bir bahçeye günümüzde de gereksinim var. Ama bir “vişnyovi sad” hiçbir gelir sağlamaz, beyaz çiçekleriyle geçmişte kalmış feodal bir yaşamın şiirselliğini taşır; ağaçları yalnızca şımartılmış, estetik duyguları gelişmiş soyluların göz zevklerini okşamak için yetişir, çiçek açar. Bu bahçeyi yok etmek çok yazık tabii, ama ülkenin ekonomik gelişme süreci göz önünde bulundurulursa çok da gerekli.