19. YÜZYIL SONU-20. YÜZYIL BAŞInda ÖNEMLİ OLAYLAR
Kaynak: T.C. Bahçeşehir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İleri Oyunculuk ProgramıAnton Çehov’un “Üç Kızkardeş” adlı eserinde “Verşinin” Karakterinin İncelenmesi ve Rol Çalışması, Yüksek Lisans Tezi, Ali Rıza Kubilay, Danışman: Zurab Skhalurıdze, İstanbul-2009)
DÖNEM
19.yüzyıl, Batı Uygarlığı tarihi için, ani ve keskin dönüşümlerin, -daha yerinde bir deyimle- “devrimler”in yüzyılıdır. Yalnız “siyasal” değil, “iktisadi” ve “sosyal” alanda da böyledir. Öylesine değişikliklerdir ki bunlar, yeni bir yön verir tarihe, yeni bir hız kazandırır. Ama yalnız Batı uygarlığının tarihine değil, bütün insanlığın tarihine de… 19.yüzyılı iyi anlayabilmek için, öncelikle biraz daha geriye gidip Fransız Devrimi’ne bir göz atmamız gerekir.
Nereden kaynaklanıyordu Fransız Devrimi?
18.yüzyılda filozoflar, akıl adına, örflere dayanan mutlak monarşiyi sert bir eleştiriye tabi tutmuşlardı. Öte yandan, soylular ve ruhban, Fransız toplumunun bu ayrıcalıklı sınıf ve zümreleri, bu ayrıcalıklarını haklı gösterecek hiçbir etkin rol oynamıyorlardı. Oysa burjuvazi iktisadi planda en zengin, giderek egemen bir sınıf durumuna geldiği halde bu ayrıcalıklardan yararlanamıyor ve bunun sonucu olarak da bu ayrıcalıkların kaldırılmasını istiyordu. Zamanla bu sınıfın çıkarları hem feodal toprak düzeniyle, hem de kentlerdeki zanaat erbabının ilişkilerini düzenleyen korporasyonların sıkı disipliniyle çelişkiye başlar. Köylülere gelince, bu çok yoksul ve kültürsüz kitleler, ilkel koşullar altında ve sefalet içinde yaşıyorlardı. Fransa’da devrim öncesi sosyal sınıflar tablosunun bu görünüşü,devrimin temel nedenleridir. Fransız Devrimi’nin ilkelerini, başta “İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi” simgeler. J.J. Rousseau’dan esinlenen bu bildiriye göre, insanın doğuştan birtakım hakları vardır; toplum, bu haklara saygı duymakla hükümlüdür. Bildiri, başta iki temel hak tanıyor. Özgürlük ve eşitlik. Burada kısaca özetlemeye çalıştığımız Fransız Devrimi’nin bir diğer getirisi de “milletler ilkesi”dir. Milletler ilkesine göre, her halkın, ırkı, dili ya da gelenekleri bakımından kendine özgü bir varlığı vardır. Bunun sonucu olarak da, her halk, bir “bağımsız devlet” halinde örgütlenebilir. Bu düşünce Fransız Devrimi’nden önce ortaya çıkmıştır. Ancak Fransız Devrimi, bu düşünceyi biçimlendirmiş, ona bir saygınlık ve önem kazandırmış ve bu arada dayandığı temeli de değiştirmiştir: Gerçekten o zamana değin, bireylerle devlet arasındaki ilişki, monarşik bir temele dayanıyordu. Fransız Devrimi’nde kral ortadan kaldırılınca, ortaya çıkan boşluğu “ulusal egemenlik” düşüncesi doldurmaya başladı. 1814’lerden başlayarak, milliyetler ilkesi, Avrupa’da güçlü bir akım haline gelir. 19. yüzyılın özellikle ikinci yarısında, bazen liberal kurumlardan yararlanarak, bazen ihtilallere başvurarak, monarşilerin surlarında açtığı gedikleri durmadan genişletecektir bu ilke.
Yeni Avrupa
Ve en büyük darbelerden birini Osmanlı İmparatorluğu’na vuracaktır milliyetler ilkesi: 1830’larda Yunanistan’ın bağımsızlığını tanıyan Osmanlı Devleti’nden, daha sonraki yıllarda Sırbistan, Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk birer birer kopacaktır.İçinde birbirinden farklı on halkı barındıran Avusturya-Macaristan İmparatorluğu da aynı akıbete uğrar.Bunun gibi 1830’da Belçika, Pays-Bas’dan; 1920’ de İrlanda İngiltere’den ayrılır.İki yeni güç ortaya çıkmıştır bunların yanı sıra: 1870’de İtalya, 1871’de de Almanya doğar.
Sanayi Devrimi ve Sonuçları
Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi, Avrupa'da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime uygulanması ve buhar gücüyle çalışan makinaların makinalaşmış endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de Avrupa'daki sermaye birikimini arttırmasına denir.
NEDENLERİ
Sanayi devrimini 16. ve 17. Yüzyıldaki dinsel, siyasal, bilimsel ve felsefi düşünceler hazırlamıştır. Protestan Reformu "bugün çok çalışıp yarını düşünmeyin" önemli bir değer olarak yerleştirmiştir. 17. yüzyılda Aydınlanma Çağı filozofları bilimsel yöntemi ve rasyonel düşünme ilkelerini geliştirmişlerdir. Fransız Devrimi, Napolyon aracılığıyla bu düşünceleri Avrupa’ya yaymıştır. 17. yüzyılın bilimsel buluşları, sanayi devriminin teknolojik gelişmelerine kaynak oluşturmuştur.
Sosyal Ekonomik Nedenleri
Düşünsel nedenlerin yanında, sanayi devrimini doğuran diğer nedenler şunlardır:
a) Hızlı nüfus artışı. 16. yüzyıldan başlayarak Avrupa'nın nüfusu hızla arttı.
b) Tarımdaki gelişmeler bu sektördeki nüfus ihtiyacını azaltarak bu nüfusun kentlere göç etmesine neden oldu. Böylece kent sanayine hazır işgücü oluştu.
c) Yaşam düzeyinin yükselişi. Eskiden lüks sayılan şeker, kahve, çay gibi mallar artık orta sınıf ve alt sınıflar için doğal bir gereksinme olmaya başlıyordu. Bu da dolaylı olarak tüketim malı talebini arttırdı.
d) Geniş çaplı yağmalar, sanayi devriminin en önemli finans kaynağı olmuştur. Gerek İspanyollar tarafından yağmalanan Orta Amerika altınları, gerekse de İspanyol gemilerini vuran, yağmacıları yağmalayan İngiliz gemileri, Avrupa'ya tonlarca altın taşımıştır. Bütün bunlar 16. ve 17. yüzyıllarda, sanayi devrimine götüren süreçleri desteklemiştir.
e) Hindistan'da 23 Haziran 1753 tarihinde, Fransız birliklerini savaş alanında yenen İngilizler, Hint-Moğol imparatorlarının devasa hazinesine el koymuşlardı. Bu hazinenin İngiltere'ye taşınmasıyla bu ülke ekonomisinde ortaya çıkan para ve finans olanaklarının, dokuma ve buhar makineleriyle ilgili tüm teknik buluşların 1758-1791 tarihleri arasında gerçekleşmesini açıklamada birincil argüman olduğu söylenebilir.18. ile 19. yüzyıllar arası oluşmuştur.
f) Sömürgecilik. Avrupa ülkeleri yeni koloniler oluşturarak buradan getirdikleri malları sanayide kullanmaya başladılar, işlediler ve tekrar sömürgelere sattılar.
g) Küçük burjuvazinin gelişmesi ve orta sınıfın zenginleşmeye başlaması bir itici kuvvet oldu.
h) Kapitalizm. Orta sınıfın zenginleşmesi sürecine paralel olarak kapital birikimi oluşmaya başladı. Böylece yeni yatırım alanları aranmaya başlandı.
i) Taşıma ve teknolojide meydana gelen gelişmeler
İNGİLTERE’DE SANAYİ DEVRİMİ
Sanayi devriminin önce İngiltere'de başlamasının birkaç nedenini şöyle sıralayabiliriz. İngiltere'de uzun süredir bir anayasal monarşi düzeni oluşmuştur. Bu düzenin temelinde mülkiyet hakkının ve bireysel hak ve özgürlüklerin korunması yatar.
a) 18. yüzyıl İngiltere'si zaten dünyanın mali merkezi konumunda idi. Borsa ve bankacılık sektörleri diğer ülkelerden çok ileri idi.
b) Parlamento, kapitalizm ilkeleri doğrultusunda iç piyasada özgür rekabeti önleyici bütün engelleri kaldırmıştı.
c) İngiltere, sanayi için gerekli en temel hammaddeler olan kömür ve demir yönünden zengin yeraltı kaynaklarına sahipti.
d) İngiltere, dünyanın en büyük sömürge imparatorluğu idi. Bu da ona hammadde kaynakları ve üretilmiş mallar için geniş pazar olanağı sağladı.
e) İngiliz donanması ve güçlü ticaret filoları, taşımacılığı kolaylaştırdı.
f) İngiltere Avrupa'da zaten Rönesans döneminden beri dokumacılık sanayinde başı çekiyordu.
g) İngiltere bir ada ülkesidir. Bundan dolayı Avrupa’daki derebeylik mücadelesi, savaşlar, mezhep kavgaları gibi olaylardan uzak kalmıştır.
FABRİKA SİSTEMİNE GEÇİŞ
Fabrika sistemi ile üretim, talep artışı doğrultusunda bir gereksinme olarak ortaya çıktı. Büyük makineler ev üretimi için elverişsizdi. Bu nedenle evler yerine işçilerin makinelerin bulunduğu büyük binalara giderek çalışma sistemi, başka deyişle fabrika sistemi süreç içinde meydana geldi. Fabrika sistemi hızlı üretim gibi olumlu sonuç yanında sosyal açıdan olumsuz birtakım sonuçlar da doğurdu. Erkek işçiler yanında, hatta onların yerine (daha ucuza çalıştıkları için) çocuk ve kadınlar çalıştırılmaya başlandı. 20 saate kadar varan iş saatleri küçük çocuk ve kadınları eziyordu. Buna rağmen ücretler yetersizdi. İşçilerin kalifiye olması artık o kadar önemli değildi. Makineler tekdüze, basit, mekanik hareketler yapabilen herkesle çalışabiliyordu. Kalifiye işçilerin normal ücretle iş bulması imkânsızlaşıyordu.
DİĞER TEKNOLOJİK GELİŞMELER
Buharlı makine. Sanayi devriminin en önemli gelişmelerinden birisi buharlı makinenin bulunuşudur. 1763’de James Watt, İskoçya'da buharla çalışan makineyi buldu. Bu makinenin gelişmiş biçimi, makine çağının gerçek başlangıç noktasını oluşturur.
a) 1807’de Robert Fulton adındaki Amerikalı buharlı makineyi gemilere uyguladı. 1840'da ilk düzenli okyanus ötesi buharlı gemi seferleri başladı.
b) 1825 tarihinde ilk kez buharlı makine lokomotiflerde kullanılmaya başlandı.
c) 1844’de Samuel Morse Amerika Birleşik Devletleri'nde ilk ticaret amaçlı telgraf servisini hizmete soktu.
d) 1876'da Alexander Graham Bell telefonu buldu.
e) Tarım teknolojisinde gelişmeler sağlandı. Almanya bu alandaki gelişmelere öncülük etti. Almanlar pancardan şeker çıkarma tekniğini buldu. Bir başka Alman kimyager suni gübreyi yaptı. 1834’de bir Amerikalı mühendis bir biçerdöver icat etti. 1870’lerden sonra konserve yiyecek imalatı hızlı bir biçimde arttı.
f) 1830 – 1860 arasında İngiltere’de daha etkili maden tasfiye yöntemlerinin geliştirilmesine paralel olarak kömür üretimi hızla arttı. Çünkü yüksek demir ve çelik talebi bu yöntemler sayesinde kolayca karşılanabiliyordu.
g) Bu üretim sayesinde 1800 – 1830 arasında köprü, kanal, demiryolu vb. gibi inşaatlar hızla arttı. 1850’lere kadar genelde İngiltere'nin tekelinde olan sanayi devrimi, bu tarihten sonra tüm Avrupa’ya ve Amerika Birleşik Devletleri’ne yayıldı. Günümüzde ise, gelişmekte olan ülkelere doğru bir yönelme gözlenmektedir.
SANAYİ DEVRİMİNİN SONUÇLARI
Batının Toplumsal Sınıf Yapısında Değişmeler
Sanayi devrimi Avrupa'da burjuva sınıfının yapı değiştirmesine ve yeni bir işçi sınıfının doğmasına yol açtı. Eski burjuva sınıfına şimdi fabrika sahipleri de katılmıştı. Burjuva sınıfı artık her ülkede en zengin sınıfı oluşturuyordu. Ancak ülkelerin çoğunda orta sınıf pek çok siyasal ve sosyal haklardan mahrumdular. Bu haklarını elde etmek için 19. yüzyılın bitişini beklemek gerekecekti. Avrupa'da sanayi devrimi öncesinde de bir işçi sınıfı vardı. Ancak bu sınıf her zaman çoğunlukta ama bilinçsiz durumda idi. Sanayi devrimi sonucunda işçi sınıfı bilinçlenmeye başladı. Toplumların hemen hepsinde en kalabalık sınıfını oluşturdu. İşçi sınıfı, yoğunluğuna karşın ekonomik ve siyasal haklardan mahrumdu. Ücretleri düşük, yaşama ve çalışma koşulları çok kötüydü. Çalışma saatleri uzun, fabrikalar havasız ve her türlü sağlık koşullarından uzaktı. Siyasal açıdan oy hakları yoktu. Sendikalaşma ve grev yasaktı. Ancak işçiler artık bu durumun farkında ve bilincindeydiler.
SOSYALİZMİN GELİŞMESİ
Sanayi devriminin yarattığı işçi sınıfı hakları ile ilgili olarak sosyalizm görüşü ortaya çıktı. Bu görüş önceleri ütopik sosyalizm olarak gelişti, daha sonra Karl Marx ve Friedrich Engels sosyalizmi geliştirerek bilimsel sosyalizmi ortaya koydular. Böylece toplumdaki uzlaşmaz sınıflar (burjuvazi ve proleterya) arasındaki çatışma daha çok keskinleşti. Sosyalizm, komünist topluma geçiş için bir araç olarak kabul edildi.
Kentleşme ve Nüfus Artışı
Sanayi devriminin bir başka etkisi de nüfus artışı konusunda oldu. Sanayileşme sayesinde tarım makineleşmiş, böylece aynı miktar toprak daha fazla insanı besleyebilir hale gelmişti. Ayrıca kent sanayi tarım sektörü dışındaki insanlara iş sağlayarak daha fazla insanı besleyebilir duruma gelmişti. Sanayi devrimi kentlerde nüfus yığılmalarına da neden olmuştur. 1920'lerde A.B.D. nüfusunun yarısı kentlerde yaşıyordu. Kentleşme önemli sorunları da beraberinde getirdi. Gecekondu bölgeleri büyüdü. Bu bölgeler havasız, pis ve kalabalıktı.
KİTLE TOPLUMU
İşçilerin fabrikalarda toplanması ve fabrikaların da kentsel alanlara yığılmasıyla giderek kentler kırsal alanları yutmaya başladı. Bu gelişme tıp bilimindeki yeniliklerle ortaya çıkan nüfus artışı ve bu nüfusu doyurmak için gıda maddesi bulma çabalarıyla birleştiğinde 20. yüzyılın değişmez özelliği olan kitle toplumu tarihteki yerini aldı.